Salı

kanaat lokantası’ndan kız kulesi'ne


eskiden arabamız vardı. pazarları öğlen oldu mu babiş arka koltuğa kurulur, düt düt diye diye üsküdar’daki kanaat lokantasının yolunu tutardık.

tabii o günlerde babiş şimdiki gibi ağzının tadını bilen bir yetişkin gibi değil

yeni yetme bir kız çocuğu gibi kanaat gibi bir lokantada ya döner yerdi yanına patates kızartması ya da pirzola yine yanına patates kızartması.

geçenlerde yolumuzu yine üsküdar’a tam da kanaate düşürdük, lokantaya girer girmez de doğru aşçının yanı başına seğirtip tezgahta ne var ne yok gözden geçirdik, masamıza oturur oturmaz da hemen yanı başımızda beliren garsonumuza siparişleri sıraladık.

babiş’e önce karışık zeytinyağlı yaprak ve lahana dolması söyledik, ardından kuzu tandır gelsin istedik daha sonrası için de babiş gözüne irmik helvalı dondurma kestirmiş onu sipariş eyledik.

kendimizin siparişi ise her zamanki özbek pilavı ve cacık oldu. tatlı sevmediğimizden babiş’in irmik helvalı dondurmasına sadece bir çatal çaldık.

dönüş yolunda ise istanbul’un eşsiz silüetine kız kulesi’ni ekledik.

sağlıkla..

1 yorum:

  1. Harika… Paylaşımlarınız için teşekkürler ve tebrikler.:)

    YanıtlaSil

yorum yazın

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.