Pazartesi

ana babalar ne söyler?

babiş geçenlerde, 'geç kalmış bir babalar günü' yazısı yazdı, ki bize göre nefisti.

kızımızla gururlandık; güzel yazısına, bize ait ilginç ve yerinde tespitlerine şapka çıkardık; bir anda yılların yorgunluğu uçup gitti bedenimizden, ruhumuzdan.

ne güzel değil mi?

dileriz herkes böylesine ‘hayırlı’ evlatlar yetiştirir, onlardan böylesine güzel geri dönüşler alır böylesine güzel duygular yaşar.

ancak bütün bu yaşananlar, güzel ve duygulu sözler sizi yanıltmasın.

babiş her ne kadar duygusal anlamda gelişti, yazısı imlası güzelleşti, tespitleri cuk diye yerine oturuyorsa da bakmayın siz, babiş yine eski babiş; huylu huyundan vazgeçmezmiş.


yani babiş yine babasının bin bir zahmetle yetiştirdiği domateslere burun kıvırıyor;


yine tereyağ, yeşil biber ve domatesle harmanlanmış, üstüne üstlük içine serbest gezinmiş tavuk yumurtaları kırılarak pişirilmiş menemeni zinhar ağzına koymuyor;


yine kahvaltı masasına sokaktan börek ısmarlıyor; yine tek bir tabağın mutfaktan bahçe masasına taşınmasına yardımcı olmuyor; velhasıl yine ‘fazla laf’ dinlemek istemiyor, bunu da açık ve de seçik her seferinde belirtiyor.

laf dediğimiz de, ‘kızım sen ne işe yararsın? bir işin ucundan tutmuyorsun!’dan başka bir şey değil. yani abartmaya gerek yok bu lafı, bizim bildiğimiz her ana-baba söyler hatta iki laflarından biri budur.

ancak başta dedik ya, ‘babiş şu sıralar iyi laflar edip iyi şeyler yazıyor’ diye; durum böyle olunca, ‘kızım sen ne işe yararsın?’ sorusuna, ‘ben bu evin neşesiyim!’ yanıtını verebiliyor.

‘evin neşesi’ni kim kaçırmak ister ki?

sağlıkla…


hamiş; hani onlar sosyal medyada, 'anne sözleri', 'baba sözleri' diye bizim sözlerimizle geyik yapıyorlar ya, sen sabret biz de biriktiriyoruz, 'ne var?'ları.. yakında..

2 yorum:

  1. iyi bağlamış lafı, şapka çıkartmak gerek. kim ister evin neşesini kaçırmayı?
    :)
    bu arada hafta sonu kasap Hulki'ye gittik. selamınızı söyleyip etlerimiz aldık. gülen yüzü daha bir güldü.
    sağolsun mücevherle uğraşır gibi itinayla hazırladı.
    sizin referansınız olduğunu önceden söyleseydik kıymayı biraz daha yağlı verirmiş, söylemeden edemedi.

    YanıtlaSil
  2. afiyet olsun nalan hanım. kasap hulki inanıyoruz ki yüzümüzü kara çıkarmayacaktır. hele ki bir de bonfileleri ve pirzolaları tadılınca. o zaman da sizin yüzünüz gülecektir eminiz.

    bu arada biz kıymayı yağlı alıyoruz çüknü dogal yağ bize göre en zararsız yağ. bir de yaptığımız yemeklerin yağlı kıymaya ihtiyacı oluyor tabii ki..

    sevgiler...

    YanıtlaSil

yorum yazın

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.