bütün yasaklara hayır!

şimdi yasak geldi ya; cumadan salıya sürdü ya; herkes teker teker kendi sitesi hakkında verilmiş, ‘bu siteye erimiş engellenmiştir!’ hükmünü görüp donup kaldı ya..

biz donmadık, çünkü şaşırmadık! ‘bu ülkede neler görmüşüz neler?’ böbürlenmesiyle, bir yenisinin ‘yasak hatıralarımız’a eklenmesine ‘daha da zenginleştik’ diye neredeyse sevindik! üstelik, ‘bu da yasak mı?’ deyip kendi derdimize dertlenir olduk…

anlatalım anlatalım da, ‘el mi yaman bey mi yaman?’ deyip hangi yasağa hangi sansüre ‘tepki’ vereceksiniz, görelim.

kadınları en küçüğünden en büyüğüne hiç tanıyamamışız. en azından az biraz tanımış olsaydık rahat ederdik bu yaşımızda. demek ki tanıma fırsatı verilmiş ama tanıma verilmemiş!’ vermeyince mabud neylesin sultan mahmud!

sanmıştık ki ‘zeytinyağı hüsranı’ndan sonra bu ‘saç sevdası’ndan vazgeçilir. nerdeeee? yazdıklarımızın daha mürekkebi kurumadan, beklemediğimiz bir zamanda beklemediğimiz bir serzenişle karşılaştık, ‘baba eve niye .... almıyorsun?’ buyur bakalım; ‘problem’ sanki geliyorum diyor ya da bize mi öyle geliyor ne?

ilk bakışta babası ….sever bir kız için söylenecek bir laf gibi geldi bu laf. dedik ki içimizden, ‘herhalde yemeklerde kıtır kıtır …. yiyişimize özendi, canı çekti artık giderek babasına benziyor canım!’

yok öyle değilmiş işin aslı. …., yeni bir saç bakımı için olmazsa olmaz iki temel katkıdan biriymiş, diğeri de yumurta!

okurlarımızdan biri geçen haftalarda şom ağızlılık edip (nerden bilsin garip) yorumunda demişti ki, ‘siz dua edin ki yumurta sürmüyor kafasına!’ ilk bu geldi aklımıza.

sonra bir başkasının ‘pudra artı şampuan’ formülü sonra bir başkasının ‘sadece sirkeli su ya da papatya suyu’ sonra sonra bir başka değerli okurumuzun ballı, zeytinyağlı, biberiyeli hatta hatta biralı şampuan önerileri…

yani bize yardım adına bir sürü güzel şey yazmış kadın okurlarımız sağ olsunlar ama hepsine hayır! neden? çünkü önerilenler babayla ilintili. bu arada bilmeyenlere not: ana ve babanın dediğinin tam tersi her zaman muteberdir. dinlenilecek söz dışarıdan gelendir ancak anayla babayla ilintili, irtibatlı olmayacak.

neyse lafı fazla uzatmayalım da meramımızı anlatalım. gidildi …. alındı ve tebliğ edildi, ‘kızım …. aldım!’

‘yumurta var mı evde?’ sorusuna, ‘var Allaha şükür, yemediğin için dolapta sıra sıra dizili’ diyemedik lafı içimize attık!

neyse!

…. rendeden geçirildi, suyu sıkıldı ve bekletildi, ardından yumurta eklendi çırpıldı ve vakit geldi karışım saça sürüldü. sonuç tatmin edici bulundu… bir moral bir moral ki sormayın! ayrıca daha üç kez tekrarlanacakmış bu işlem ki, asıl biz o zaman görmeliymişiz sonucu.

insanın evladı memnun ve mesut olunca kendi de oluyor. naçizane dedik ki ‘bunu okurlarımız da duysun, bilsinler, kızımızı nasıl mutlu ediyoruz!’

oturduk klavyenin başına, bir koşu yazıyoruz. çıkardığımız gürültü etrafta dikkat çekmiş olmalı ki, ‘ne yazıyorsun sen öyle?’ diye bir sorgu yargıcı belirdi kafamızın üstünde ki diyarbakırdakini mumla aratır!

biz oldum olası gizli işler çevirmekten utanır ve imtina ederiz. isteriz ki bütün işlerimiz göz önünde olsun. o saflıkla dedik ki, ‘yeni saç formülünü yazıyordum!’

yargıç oturdu bilgisayarın başına, yazdıklarımızı baştan sona okudu ve kararını yüzümüze karşı tebliğ etti: bunu yazamazsın!

zaten blogumuz, blog arkadaşlarımız yasaklı keyfimiz kaçık; bir de bu yasak eklendi mi kederimizin üstüne. keyfimize iyiden iyiye .... sıkıldı anlayacağınız!

sağlıkla.