bize ne oldu bilmiyoruz ama son zamanlarda baba-kız sanki “kırklar”a karıştık! hele ki bu sabah yaşananlardan sonra…
daha önce anlatmıştık, bu yıl bizim “zor” yılımız! babiş haftanın beş günü okula gidiyor, gelince de bir o kadar dershaneye gidiyor! ne hafta sonu var ne tatili, gecesi gündüzü birbirine karıştı!
biz derseniz günde beş araç değiştirip sabah işe gidip, akşam beş araçla geri dönüyoruz! eve geldiğimizde de babiş’i yemeğini yemiş, çalışma masasının başına geçmiş, ders çalışıyor buluyoruz! onu rahatsız etmemek için de mutfaktaki yerimize geçip bir kenarda yemeğimizi yiyip kendi kendimizle sohbete dalıyoruz!
dolayısıyla konuşulacak konu olunca o yanımıza gelip, mutfak tezgahının üstüne çıkıyor, başlıyor okuldan, derslerden ve bunlar için çok ama çok gerekli olan “motivasyon”dan söz etmeye!
dün akşam da uzun zamanlardan sonra mutfağa geldi babiş, tezgahın üstüne yerleşti ağzını açtı ki konu değişik! bir heyecan bir heyecan ve motivasyona ihtiyacı var!
- babiş nefis bir tarif gördüm televizyonda… pazıya sarılmış dil peynirli biftek! ama döküm tavada pişirdiler! et böyle cosss coss yol yol oldu tavada… biz de bir döküm tava alalım! n’olurrr!
- ………….………
- niye????????
- kızım pere yok pere!!!
çünkü bütün “pereler” babiş’in eğitimine gitti! ancak çabalarımız boşa gitmemiş ki, babiş kürtçe dilde söylediğimiz “pere” lafından ne anlatmaya çalıştığımızı anladı, bütçemizi zorlama isteğinden vazgeçti, konu kapandı, herkes kendi dünyasına döndü, taa ki sabaha kadar!
biliyorsunuz bizim hasbelkader bir blogumuz var ve baba-kız yeme içme maceralarımızı anlatıyoruz ama son zamanlarda bu yeme içme konusunda biraz sıradanlaştığımızdan anlatacak pek bir şeylerimiz olmuyor dolayısıyla ne uğrayanımız var ne yorum bırakanımız!
hatta müşteri çekebilmek için promosyona yönelip bedava istanbul gezisi bile düzenledik ona da ancak ancak bir “istanbul tanımaz” ankaralı denk geldi!
durumumuz bu vehamette olunca dünkü yazının sonunda bir yorum bulunca çocuk gibi sevindik! ancak yorumu açınca neredeyse küçük dilimizi yutuyorduk!
“ismail dedi ki...
merhaba dökme demir tencere ve tavaları döküm tava linkinden satın alabilirsiniz.
sağlıkla…
ismail babiş olmasın?! :)
YanıtlaSilIsmarladınız mı peki?
YanıtlaSil:))
artık almak farz olmadı mı?
YanıtlaSilKesinlikle almalısınız! :)
YanıtlaSilyorum bırakmayıp sessiz takipçilerinizde var:))
YanıtlaSilUzun süre uzak kaldım netden ama babişleri hiç unutmadım.
YanıtlaSilİyi günlerde güzel tariflerle kullanın tavanızı,
babiş bunu hakediyor.
Sevgiler..
hiiii hiç bir yazıyı kaçırmadım desem... Sesizliği bozmayayım demişimdir:))
YanıtlaSilÇocukluğum da Annem hep dökme tavada yapardı tüm ızgaraları kızartmaları, azcık yağlardı dizerdi pirzolaları köfteleri, onların yanda oluğu vardır, yağlarıda orada birikir... tez zamanda bir dökme tava edinmeliyim... Sevgiler size
Sizinki denk düşmüş de, aynı adam bana da aynı yorumu(!) kes-kel-alaka bırakmış.
YanıtlaSilBen de yakın dönem sessiz takipçilerdenim:)
uzun zamandır okuyorum ama yorum yapmaya vakit bulamıyorum desem?
YanıtlaSilbu arada (konuyla alakası yok ama) geçenlerde sirkecide sizin öncelerden bahsettiğiniz köfteciyi aradım. aklımda namlı rumeli diye kalmış, doğru muydu? neyse, sonu hüsran oldu ne yazık ki... cızbız köfte beklerken şansıma klasik lastik köfte geldi
:(
selamlar :)
sevgili küçüz kız,
YanıtlaSileski yazılara da baktık ama köfteci ismi verdiğimiz bir yere rastlamadık! zaten namlı rumeli diye bir yeri de tanımıyoruz!
ama köfteci ismi isterseniz bir kaç tane denenmiş yer ismi söyleyebiliriz!
Küçük Kız'ın söylediği Namlı Rumeli burası mı acaba?
YanıtlaSilhttp://mehmetsarac.blogspot.com/2010/06/bir-filipe-daha.html
Merhaba,
YanıtlaSilYazılarınızı uzun zamandır okuyorum. Sizin sayfanızı takip etmek, gazetede bir köşe yazarını okumak gibi keyif veriyor. Uğrayanımız yok deyince, ses vermek istedim...
Elif E./İzmir
www.salud.com.tr den alabilirsiniz sevgiler..
YanıtlaSil