sizin yılbaşı akşamı nasıl geçti bilmiyoruz ama bizimki, konuğumuzun itiraf ettiği gibi “muhteşem”di!
gerçi mutfakta tam da istediğimiz gibi bir “hüner” gösteremedik, kafamızda dönüp duran tilkileri yakalayıp pişiremedik; şartlar ve biraz da geç kalmış olmak, elimizi kolumuzu bağladı ama “konuk”tan da pek fazla şikayet duymadık!
aslında niyetimiz portakallı bıldırcın pişirmekti ama biri aklımıza portakallı ördeği soktu!
“akıl akıldan üstündür” dedik kalkıp beyoğlu balık pazarı’na kadar gittik ki bizden daha akıllılar ne ördek bırakmış ne de kalan bıldırcınların, bıldırcın hali var!
aldı mı bizi bir telaş, “ya kestaneli hindiye kalırsak?”
hayır hindiyi güzel pişiririz de konuk “sıradan” bulursa ne halt ederiz? korkumuz o!
o telaşla “füme somon sever, elimizin altında bulunsun” deyip somona yöneldik, “ama palamut füme hiç bilmediği bir tat” fikri daha cazip geldi ona sarıldık!
peynir tabağı için de bayılacağı ezine beyaz, lokumlu kaşar ve otlu peynir aldık. uzun zamandır “paçanga paçanga” diye sayıkladığından da pastırma kestirip, yanına taze kaşar eklettik, yufkaları ikilettik.
ancak “ana yemek” olarak sonunda hindi buduna kaldık ama tatlı olarak “mado kaymaklı” var ki kimse karşı koyamaz!
geldik yılbaşı akşamına ki daha sofraya oturmaya epeyce var… biz mutfaktayken konuğun erken geleceği tuttu, başladı ayak altında dolaşmaya ve de bu tavır konuk kısmına hiç yakışmadı ancak kimin umurunda…
ne pişiriyormuşuz? neler yiyecekmiş? şu niye yokmuş! bu olsaymış daha iyi olmaz mıymış? patlıcan salatası var mıymış? içine süt koyuyormuşuz değil mi?
sorulara sabırla yanıt verdik bir yandan da işimizi yaptık masa hazırlayıp çatal bıçak, bardak çanak yerleştirdik, peçete büktük, üstlerine de peynir tabağı, füme palamut, patlıcan salatası, rus salatası, bir de sıradan salata ayrıca paçanga böreği en son sırada da kestaneli hindi but koyduk!
tabii bütün bunlar hazırlanıp, pişirilirken bir yandan yeni talimatlar alıyoruz, “hindiyi haşlayıp suyuna da şehriye döksene, salçalı!” der durur tepemizdeki ses!
dediği de oldu, önce hindi but haşlandı sonra suyundan ayrıldı; tereyağı, salça, tuz ve kakuleye bulandı, yanına patates, kestane eklenip kağıtla sarılıp sarmalanıp fırına sürüldü!
allah sizi inandırsın biz bütün bunları yaparken yani masayı kurarken, paçangayı sarıp, patlıcan salatasına mayonez eklerken, peynir tabağını hazırlarken, hindiyi fırına verip suyuna arpa şehriye dökerken konuk ancak kendini hazırlayabildi yılbaşı masasına!
bu arada bir de içecek telaşına düştük ki şarap kavımızda ne var ne yok elden geçirmekteyiz! neyse ki üzerinde 98 yazan bir ispanyol şarabında karar kıldık da o sorun da öylece çözüldü!
efendim lafı uzatmayalım bütün bir yılbaşı akşamı konuk pek bir memnun kaldı yedirdiklerimizden içirdiklerimizden; şarabı “şahane” buldu, füme palamut’a bayıldı, patlıcan salatasına “işte kendini aşmışsın!” deyip iltifat etti ama içinde süt değil de aşçı üç kağıdı olan mayonez konulduğunu öğrenince biraz bozuldu ancak renk vermedi ama paçangadaki pastırmanın çemenli oluşunu “amatör”, hindiyi pek bir “lokum” buldu, yumuşacıkmış!
bu arada fondaki müziği biz önce italyan ezgileri ile başlattık sonra caz’a geçtik tam zeki müren’de karar kılacaktık ki konuğun kendi müzik çalarından seçtiği elvisler ve tv’deki madonna konseri geceye damgasını vurdu ama bize de hemen arkasından onun da pek beğendiği, “bunlar insansa biz neyiz?” dediği victoria secret defilesindeki mankenleri izlemek fırsatı çıktı!
ama en çok hoşumuza giden, sadece bu yılbaşı akşamı için kendini “konuk” gibi “özel” hissetmek isteyenin söylediği oldu, “babiş muhteşem bir akşamdı, teşekkür ederim!”
sağlıkla…
Konuk gercekten ağırmış:)
YanıtlaSilçok iştah açıcı bir menü...Ellerinize sağlık...
Bravo genç babişe :)
YanıtlaSilçok takdir ettim, hayatın tadını, keyfini çıkarmayı iyi biliyor :)
Size de Bravo! gösterdiğiniz özenden dolayı... ve bizi fena kandırdınız, hernekadar yazının ortalarında açık verseniz de sonunu harika bağlamışsınız, duyduğunuz keyif kelimelerden taşıyor :))