Pazartesi
böyle kaybolmaya can kurban!
hafta sonu olunca ‘izin’ günümüz oluyor! vatmanlar izin günlerinde tramvaya binermiş ya bizim ki de o hesap, gezip dolaşacağımıza, o günlerimizi gün edeceğimize evde oturup, ‘şimdi misafir de var iyi ağırlamasak bize yakışmaz iyi ağırlasak pek yiyesi değil!’ deyip yine her daim yaptığımız gibi yeme içme telaşı yaşarız.
yani dememiz o ki bizi ‘rahat’ bıraksalar, bırakan bıraktığı yerde mutfakta bulur. Allah’tan az çok arkadaşımız, dostumuz var zamanında edinmişiz… yoksa bu tembellikle, yoldan geçen birinin kapıyı çalmasını, ‘ben geldim bir dost!’ demesini beklerdik ki olmuş şey değildir…
neyse!
arkadaşlar her zaman iyidir hatta dost olursa daha da iyidir. sizi yalnız bırakmaz arayıp sorar, ‘insan insanın zehrini alır’ diye düşünür, gelip hal hatır sorar; hatta punduna getirdiklerinde sizi gezmelere bile götürür.
dedik ya bizde var bunlardan; işte onlardan bir çift, bir de meyveleri var yanlarında dünya tatlısı; zırr bir telefon, ‘hadi kaybolalım’ derler. geçen hafta da ‘kaybolalım’ demişlerdi de korkmuştuk kaybolmaktan şimdi ikinci kez ‘olmaz demek olmaz’ dedik hem ‘misafir’ de hava alır düşüncesiyle yollara düştük.
niyetimiz karadeniz’de kaybolmak. bunun için gebze’yi, hereke’yi sonunda izmit’i de geçtik ki kefken tabelasının önündeyiz. ‘a iyi kefken’in sahilini hiç tenha görmemiştik’ diye sevinirken kendimizi kerpe’nin sahilinde bulduk, ki bizden başka birkaç kul daha var etrafta, gezinip dururlar.
sahil dediğimiz birkaç adımlık bir kumsal, iki üç de sandal var etrafa saçılmış; bir de birkaç lokanta, balık, salata ve de mutfakta ne varsa mezelerden… ‘bundan iyisine bağdat’ta kaysı denir!’ deyip, karın doyurma telaşına geçtik.
‘palamut mevsimi; takoz olursa hele de ızgara olursa daha da iyi; çinekop da olsun ızgara, yanlarına da ince kıyım ortaya karışık salata; eh bize de bir kap barbunya; bir duble de artık hangi marka denk gelirse!’
barbunya geldi nefis, kıvamı yerinde helmeli; ‘duble’ desen içen bilir; salata masaya konar konmaz bitti; balık kurumamış ızgarada!
nefisler köreltildi, kahveler içildi, üstüne yol alıp, ‘memlekette ne manzaralar var’ deyip doya doya manzara da seyredildi; sıra geldi kaybolmaya!
valla kaybolmak buysa sevdik; ilk bir ormanda, çıkmaz yolda kaybolduk; geriye dönünce, ‘yol nasıl olsa bir yerlere götürür’ dedik. yol çatallaştığında bazen soldakini, baktık sağ da olur, sağdakini seçip, riva’ya da uğradık ağva’dan da çıktık.
‘kayıp’ olunca insan ne bulacağını bilmez ya; yol kenarında bir dükkan bulduk; cayır cayır yanan bir de soba hem yumurta aldık hem köy ekmeği ‘gözümüz doysun’ deyip köy yeri sucuğu da…
son kayboluşumuzda şile’deydik, çıktığımızda otobanda; insanlar vardı her yanda çook çookk ‘bizim’ insanlarımız…
sağlıkla.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
bu taraflara kaybolmanızı bekliyoruz.Anıtkabir, Meclis manzaramız var. Bizde güzel barbunya yapıyoruz. Ayrıca Ekmekleri de kendimiz yapabiliyoruz. Yanlız yumurtlayamıyoruz:)Bekliyoruz...
YanıtlaSilÇok severim Kerpeyi. Yazın bile çok soğuktur suyu. Dostlarınızla daha nice kaybolmalar diliyorum size:))
YanıtlaSilburcu
YanıtlaSilgüldürdün beni
küçük çaplı blog toplantısımı yapsak acaba diye düşünür oldum
fotoğraf hoşuma gitti babiş bey
işte büyük fikirler böyle doğar. şimdi bu fikri geliştirmek gerek. acaba roma'ya mı gitsek, ankara'ya mı yoksa istanbul'a mı gelse blogcular!
YanıtlaSilbirden kendimi motosikletli 'abiler' gibi hissettim.
sevgiler.
edirneye de gelebilirsiniz. burda da bir tava ciğer vardır, daha önce böylesini yememişsinizdir, garanti edebilirim..
YanıtlaSilBirazcik da Tire´de kaybolsaniz, Kaplan dagina cikip, Egenin yaban otlarindan yapilmis yemekleri, ünlü Tire Köftesi yeseniz. Biz bu yilki tatilimizde kaybolmustuk Tire´de de tavsiye olunur.
YanıtlaSilSevgiler
sevgiyle yapılan ...sunulan herşey lezzetlidir, mis kokar,tadı damakta kalır.Buralarda da yol kenarında biten otu haşlar..allar pullar afiyetle yeriz..ama bazan (rivayetin aksine) ancak çok hak edene sakladığımız sevgimizi katar sunarız ki tadından yenmez olur..Her iki babişi de kutlarım:))
YanıtlaSilsmyrnian
biz 10 kadınız:)
YanıtlaSileyvah!
YanıtlaSilBu fotoğrafları gören herkesin kaybolası gelir valla :)
YanıtlaSilDönüş yolunda arkanızda hiç iz bıraktınız mı? Hani masallarda olur ya, renkli taşlar, kırmızı kurdelalar?... Takip etsem ben de kaybolabilir miyim acep diye soruyorum. Bu aralar acil ihtiyaçlar sıralamasında bir numarada da...
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBir "Blog Dostları Toplantısı" temelleri atılmış galiba :))
YanıtlaSilNe güzel kaybolmuşsunuz, nice kaybolmalara :)
büyüleyici bir manzara yanında nefis bir sofra bende kaybolmak istiyorum
YanıtlaSilKerpe'ye haftalar önce güneşli bir pazar günü gidebilmiştim. Sizin oturduğunuz Karadeniz restoranda oturup hem manzaranın hem de yemeklerinin tadını çıkartmıştık :) Kabak tatlısını çok farklı yapmışlardı aşık oldum tadına dayanamayıp eve kadar getirmiştim :) Aynı mekanlardan geçiyoruz ya erken ya da geç Murathan Mungan dizeleriyle :)
YanıtlaSilFotoğraf çok güzel :) O mazarayı ben hatırlamıyorum bir daha gitmeli güneşli bir pazar günü :)