Pazartesi

babalar strateji dehası olmalı!

iyi de bizde nerde o deha? bırakın stratejiyi taktik bile bilmeyiz! ne eğitimini almışız ne bu konuda pratiğimiz var; üstelik topu topu bir çocuk babasıyız yani hülasası yani dememiz o ki süzersek sözlerimizi biz çocuk eğitimi konusunda zır cahiliz!

hayır yeni keşfetmedik bu durumu biliyorduk da ama demek ki unutmuşsuz, dalgadan, belki sıcaklardan; ancak gerçek yüzüne bir kez daha tokat gibi çarpınca ayılıyorsun!

şimdi efendim biz sinemaya gitmeyiz yani sinema konusunda da cahiliz! gerçi çocukken çok gitmişliğimiz var, sabahın onunda girer, beş film birden seyreder akşamın karanlığında çıkardık artık Allah ne verdiyse kovboy, aşk, hint aşk filmleri!

neyse!

şu günlerde di caprio'nun temmuz ayında vizyona giren son filmi 'the inception' ('başlangıç') filmi vizyonda, duyduk ki seyredilesi bir seyirlikmiş, bitimiz kanlandı babiş'e "sinemaya gidelim mi?" dedik, der demez de olumlu yanıt aldık hatta babiş arkadaşlarıyla filme gitmeyi bile erteledi cuma akşamı için sözleştik, rezervasyon bile yaptı!

buraya kadar her şey güzel ve hoş! sonununda gitme vakti geldi çattı ki baba-kız dışarıya çıkacağız önce bağdat caddesinde piyasa eyleyecek ardından yemek yiyecek ve seyre gideceğiz filmi!

işten çıktık, hava sıcak, eve geldik ki bitmişiz ama sözümüz söz babiş de bizi bekliyor zaten o hazırlanırken duşumuzu aldık ve kendimizce en rahat kıyafetimizi giydik, kırmızı tişört-lacivert şort!

bekledik! bilirsiniz kadınlar beklenir hem de ses çıkarmadan; zaten beklemeye dayanamayan, dırdırlanan erkek, kadın gözünde bitmiştir!

eh epeyce bi zaman geçti, babiş odasından çıktı ki bir peri! beyaz bir elbise giymiş, takmış takıştırmış, ayağında sandaletleri; bir bize baktı bir kendine, "bu ne kılık baba ya; bana yakışmıyorsun" dedi!

strateji yoksunluğu / bileceksin ki bir kadınla dışarıya çıkacaksın, kadını stratejinin en orta noktasına oturtacaksın, kendini değil!

taktik yoksunluğu / giyimini kuşamını ona soracaksın, fikir danışacaksın, alternatifler sunacaksın, "ne giysem acaba?"

nitekim hemen kılığımızın değiştirilmesine karar verildi, pazarlık yapıldı, lacivert bir tişörtte "eh" razı olunundu!

yola koyulduk, ki bizim kararımız "dolmuşla gitsek!" öyle de oldu, inilecek durakta inildi, meşhur barlar sokağından dizi dizi yiyecek içecek dükkanlarının önünden geçildi, geçilirken fikir beyan edildi, "hafif bir şeyler yesek!"; karşılık alındı ki, "olur!"

bir italyan lokantasının önünden geçtik, iskenderci'ye razı ettik babişi!

strateji yoksunluğu / bileceksin ki bir kadınla yemeğe çıkıyorsun! o ne söylerse söylesin iyi bir yerde yemek ister; baştan hedefini belirleyeceksin!

taktik yoksunluğu / alternatif sunacaksın, çok çok alternatif ama sonunda kararı ona bırakacaksın!

iskender güzeldi! "göbekli baba" tespitine daha fazla vurgu olmasın diye bir buçuk yerine bir yenildi, afiyetle kalkıldı ama iskendercinin hemen italyan lokantasının yanı başında olması bir felaketti; hele ki seçilen masa ve sandalyenin sırf esiyor diye kıyıda kenarda olması affedilmezdi!

caddeye çıktık salınıyoruz! gelen geçen babiş'e bakıyor ki, Allah nazardan saklasın kuğu gibi süzülüyor! ama  huzursuz, "baba niye herkes bana bakıyor!" dedi, durdu.

anlattık ki kendisine bakılması doğal, hem bize de bakan oldu ama niyetleri başkaydı sanki, pek yakıştıramadılar!

neyse!

sinemaya vaktinden önce gidildi, biletler alındı, bekleme salonunda önce kadife koltuklara oturuldu ardından tahta sandalyelere!

al sana bir tartışma konusu daha! gerçi haklı babiş "hiç kadın kısmı tahta sandelyelere oturtulur mu?"

strateji yoksunluğu / kadın güzel görünmek zorundadır, bir erkeğin kaba fikirlerine maruz bırakılamaz! onun için nereye oturtacağını önceden belirleyeceksin!

taktik yoksunluğu / kadife koltuklarda önce oturulur sonra havaların ne kadar sıcak olduğundan söz edilir, aslında tahta sandalyelerin iyi fikir olabileceğinden dem vurulur, serin tutacağına laf getirilir, kararı kadın verir!

"film başlıyor!" uyarısı geldi, koltuklar bulundu, pozisyon alınıp gömülündü, reklamlar izlendi ve film başladı dakikalar dakikaları kovaladı; ilk yarı!

"baba bana popcorn!", "evladım hava sıcak patlamış mısırlar tuzlu ve yağlı! su almaya gidiyorum!"

strateji yoksunluğu / sinemada popcorn yenir! yani senin bildiğin ismiyle patlamış mısır ya da pat pat!

taktik yoksunluğu / önce havaların sıcaklığından söz edilir, tuzun bu havalardaki olumsuz etkilerinden dem vurulur en iyisinin su olduğu altan alta anlatılmaya çalışılır!

filmin ikinci yarısı da sürükleyiciydi, soluksuz izlendi ve bitti!

daha kapıya çıkılmıştı ki baba olan aldı sazı eline ki sanırsın kırk yıldır sinema salonlarında yatıp kalkıyor; "aksiyon sahneleri uzundu, yokkk canım öyle şimdiye kadar çevrilmiş ilk üç film içine falan giremez kim uydurmuş ki bunu?" yanıt,"saçmalama! hayatımda gördüğüm en güzel filmdi!

strateji yoksunluğu / kadının fikri her zaman doğrudur; bunu bilecek ve unutmayacaksın!

taktik yoksunluğu / hemen fikrini soracaksın, dinleyeceksin dinleyeceksin arada sana da fikir beyan etmen için fırsat verilirse, "aslında ....." diyecek ama rengini belli etmeyeceksin!

film iki buçuk saat, bunun önü arkası var, haliyle yorgun düşmek doğal ki bir an önce eve gitmek gerek "hadi dolmuşa binelim", "aman baba dolmuşla taksi aynı para!"

strateji yoksunluğu / kadın intikamını alır, unutmayacaksın!

taktik yoksunluğu / "gelirken dolmuşla geldik, hadi taksiyle dönelim" diyeceksin!

nitekim taksiyle dönüldü!

sağlıkla...

4 yorum:

  1. Ah şu kız babaları okurken bizim kız ile babasının hali gözüme geldi. Ama biz anneler öylemiyiz hemcislerimizin halinden anlıyoruz yani stratejimizde taktiğimizde belli hiç zorlanmıyoruz. Biraz çalışmanız gerek kız babaları hatta birazdan da çok...Sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
  2. Dün bizim ev de bu filmin tartışması yapıldı ben şöyle romantik olsun komik olsun bu sıcakta fantastik film çekilmez dedim demez olaydım:))) Babalar ve kızları yanında Anneler ve kızları stratejisi de elzemdir:))
    sevgiyle

    YanıtlaSil
  3. bugday alerjisi olan biri icin yemek tarfileri ariyorum..herseyin de icinde bugday var..belkisiz bir fikir verebilirsiniz...

    YanıtlaSil
  4. sevgili adsız,

    tabii ki ne demek? isterseniz sizin için haftalık mönüler hazırlarız sonra aylığa geçeriz siz de buğdaydan kurtulursunuz!

    ne dersiniz?

    YanıtlaSil

yorum yazın

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.