Salı

oruç ağız!


börek çörek yapmayı pek bilmeyiz! zaten bizden de beklenmez o kadarı! dolayısıyla hamur ihtiyacı duyarsak bünyemizde dışarıdan alırız ki pek beğenilir, afiyetle yenilir!

genellikle su böreği favorimiz ama arada sırada ıspanaklı, patatesli de almışlığımız olmuştur.

bu kez hadi tembellik yapmayalım internetten gördüğümüz, bir portakal ağacı sahibi hanımın yaptığı, pek de methettiği sodalı su böreğinden yapalım istedik, “hem bu vesile ile babiş’in de gözüne gireriz ki kötü mü olur?” dedik; çarşı pazardan kollarımız dolu dolu gelip mutfağa girdik!

tek tepki evde var olan tek kişiden, tabii ki babiş’ten geldi, “ay sen yufka almışsın!” dedi. belli ki garipsemiş hiç alışık değil ya ondan; bir kez de bizi mantı açarken yakalamış o kez de haykırmıştı, “ay sen mantı mı açıyorsun?” demişti! yani sicilimiz pek parlak değil!

neyse!

tepkilere, arkamızdan söylenenlere kulağımızı tıkadık işimize baktık; bir yufkanın yarısını seramik fırın tepsimize yaydık, kalan yarısını da onun üstüne örttük; dolaptan kimseler yemediği için taa dondurucuda sakladığımız tulum peynirimizi çıkardık, yufkaların üstüne bolca serperek yaydık; kalan bir yufkayı da yine ikiye böldük, ilk önce ilk yarısını sonra diğer yarısını peynirlerin üstüne serdik, baktık ki görüntü hiç fena değil umutlandık!

ve bu arada mümkün olduğu kadar tarife sadık kalmaya çalışıyoruz ki ayıp olmasın! gerçi böreğimizi yaparken sadece peynir kısmında az biraz sapma oldu, beyaz peynir yerine tulum kullandık ama “o kadarı da olur ev hali!” dedik, aldırmadık!

ardından bir şişe sodayı böreğin üstüne boşalttık sonra dinlenmesi için dolaba kaldırdık yarım saat kadar dinlendi sayılır; bu arada bolca tereyağı erittik, soğuyunca içine bir yumurta sarısı kattık, karıştırdık.

son işlem olarak da artık sodayı çekmiş böreğin üstüne tereyağı ve yumurtayı döktük önceden ısıtılmış 250 derecelik fırına sürdük tepsimizi, ki bir yarım saat belki kırk dakika pişti!

babiş o gün oruçluydu, “ibadet edenlere hizmet etmek sebaptır!” deyip çorbasından cacığına bir sürü şey hazırladık ama bütün umudumuz sodalı böreğimizdeydi! o hevesle iftar vaktini bekledik ki "aferin!" alalım!

geldi tabii tepki sonunda ama bir gariplik var, belli ki babiş oruç ağız ağzını bozmak istemiyor, duyulur duyulmaz bir sesle, “babacığım peynirini biraz fazla koymuşsun!” dedi, yemeğine devam etti.

sağlıkla…

5 yorum:

  1. Hep bir kusur bulacaklar ya az olsaydı "eser miktarda peynir var bulamıyorum" derlerdi ah bu babişler.Ama yine de canları sağ olsun iyiki varlar ve bizde onlarla yaşama sevincimizi buluyoruz. Ellerinize sağlık iyi bayramlar diliyorum...

    YanıtlaSil
  2. Büyük Babiş,
    Yazdığınız tarif harika ve çok açıklayıcı. Daha dün akşam eve giderken bizim orada yeni açılan bir şarküteriden yufka almıştım.''Yufkacı''dan almış olmayı dilerdim ama Istanbul'un hızla kaybolan esnaflarından biri de yufkacılar sanki. Annemin mahallesinde vardı bir tane fakat bizim semtte yok. Işte dün aldığım yufkalarla, harika anlatımınıza konu bu böreği deneyeceğim. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. mine hanım iyi bayramlar...

    teşekkürler sevgili adsız... afiyet olsun... sonucu yazın lütfen

    YanıtlaSil
  4. Peynir fazla yada az o yiyenin damak tadı, bence görüntü süper. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  5. Babiş Bey, börek bir harika oldu ve arkadaşlarla anında mideye indirildi. Ne zaman gelecek bu tariflerin devamı acaba?
    Hasretle tariflerinizin yollarını gözleyen Adsız.

    YanıtlaSil

yorum yazın

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.