Pazartesi

balık ekmek!

“bayramda evde oturalım, gelen giden olur, ayıp olur!” dedik, öyle de yaptık!

ne o öyle her sene her sene yok uzakdoğular puket, sri lanka; yok güney amerika, copacabana; arjantin’de tango, biftek; ille de küba’nın “castro devrini”ne yetişme çabaları; ya da londra, paris, roma, venedik; gondol, cam işleri, san marco meydanı, “atlarımızı” görme telaşı; viyana’da şinitzel, budapeşte’te dana kuyruğu çorbası daha neler daha neler!

şaka bir yana "gözümüz yok kimsenin bayram hallerinden, bizim halimiz bize yeter!" dedik bu bayram da vazgeçtik zevk-ü sefadan, kıçımızı kırıp divanımıza kurulduk, misafir bekledik!

her bayram evde otururuz ne gelen olur ne giden hele de babiş bayramlaşmalara gidince ıssız bir adayda düşmüş kazazedelere döneriz, bekleriz ki kapıyı biri çalsın!

sağ olsun babiş, geçen yıllarda vişneli likör yapıp dolaba koymuştu “gelen giden olursa ikram edelim” diye ne gelen oldu ne de giden daha tatmak nasip olmamıştı, taa ki bu bayrama kadar!

sonunda olan oldu bayramın ilk günü kapımızı daha otuzuna varmamış “gençten biri” bir de bir on sekizlik çaldı, fazla gençten olunca gelenler el etek öpme faslı yaşandı, çikolata tuttu babiş, liköründen ikram etti; hal hatır sorduk ilk gün akşamı ettik!

sonradan da ne gelen oldu ne giden; babiş de kendini gezmelere vurunca kaldık mı yine bir başımıza sıkıntı bize çemkiriyor biz sıkıntıya…

baktık halimiz hal değil hava da güzel mi güzel, tuttuğumuz gibi kendimizi kapının önüne koyduk!

yürürsün yürürsün bizim buralarda az sonra denize denk gelirsin sonrası da ya yüzer karşıya geçersin ya vapur ayağının altında!



“karşı”ya geçtik ki sanki bizim haberimiz olmadan kıyamet kopmuş!

köprü işgal altında her yan insan her yan olta; uçlarında da istavrit, kraça, kefal; martılar bile kısmetini havada kapıyor!


ya balık ekmek ya balık ekmek kayıklar yan yana dizili üçerli;


katık dersen turşu suyu hem de taneli;


canın tatlı çekti diyelim lokmaya ne dersin;


yok baktın ki balık ekmekte kuyruğun sonu yok, “bugüne özel çiğköfte” mısır çarşısında kapının yanına kurulmuş!

yeter ki iştahın olsun, sağlıkla…


4 yorum:

  1. Ben Bayramda İstanbulda olsam size eşlik ederdim bu gezi de... Gerçekten yapalım öyle bir tur, ne dersiniz?

    yeter ki iştahınız olsun, sağlıkla...

    YanıtlaSil
  2. Gercekten..keske orada olabilseydim...kesin sessizce yaniniza size eslike derdim, icim gide gide baktim fotograflara...harika, sevgiler

    zehra

    YanıtlaSil
  3. kızlar,

    keşke yanımda olabilseydiniz, istanbul o kadar güzel ki o kadar keşfedilecek yer var ki! biz her fırsatta onu tanımaya çıkıyoruz, bekleriz! bu arada madem istanbul sizi heyecanlandırdı o zaman bir kaç yazı ile size onu biraz hatırlatalım belki daha çok seversiniz!

    ilk yazı yarına!

    sevgiler

    YanıtlaSil
  4. harika!
    benim İstanbul'u sevmem gerekiyor...:)
    Yazılarinizi bekliyorum..

    YanıtlaSil

yorum yazın

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.