Perşembe

bir saray yemeği: mahmudiye...

bizi takip eden severlerimiz bilir, mutfağımız kısırdır öyle aman aman dedirten şeyler pek pişirilmez. zaten pişirmeye kalksan buna da babiş ‘olur’ vermezdi. daha şimdilerde biraz biraz yüreği yumuşadı da biz de arada sırada, ‘yeni’ taamlar edindik.


dolayısıyla bugün sizlere sunup da danışacağımız yemek böyle bir arayışın yemeği. bir lokandada yenildi tarafımızdan ve beğenildi. ardından da müesseseden izin alınıp mutfağa girilip pişirilişi izlendi ve fotoğraflandı.

bundan sonrası babiş’e pişirmek!

efendim yemeğimizin adı ‘mahmudiye.’ bir saray yemeği imiş ve muhtemeldir ki sultanlardan birine adı mahmut olan birine pişirilmiş, beğenilmiş ve herhalde ‘hünkar beğendi’ gibi bunun da bir adı olmuş: mahmudiye!

şimdi sıra sıra gidelim ama bu arada diyelim ki bu yemek dana eti ile de yapılıyormuş ve isteğe göre de içine birkaç ilave ya da eksiltme yapmak mümkünmüş!

tencere büyük ama büyüklüğüne aldanmayın o bir lokanta tenceresi.


tencereye önce sıvı yağ konuluyor (hangisini isterseniz) ardından da köp doğranmış kuru soğanlar… birlikte kavruluyorlar.


yağın ve soğanın yanına iri iri doğranmış tavuk ilave ediliyor ki tercih edilen parça göğüs. ardından da karışım bir süre kavruluyor. tavuğun piştiğinden emin olunca da içlerine kabuğu soyulmuş badem ilave ediliyor.


şimdi sırada bir üçlü var: kuru kayısı, kuru incir ve toz şeker… bir sürü tatlı yiyecek yani…

sırayla ilave ediyoruz… kuru kayısı… ardından incir… ardından bir miktar şeker… ve iyice hemhal olduklarına kanaat getirdiğimizde de yeterince sıcak su, bir de kabuk tarçın…


artık geriye suyunu çektirmek kalıyor…


afiyetle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yazın

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.