Salı

çayda çırraa yanıyorrr!




bu çocuk milletine, (ki millettirler; kendilerine göre hepsinin kullandığı ortak bir dil ve davranış vardır) güven olmaz.

çünkü bir hafta iyi giden ‘arkadaşlık’, ‘baba-kız’ muhabbeti aniden tersine döner, hiç hesapta olmayan fırtınalar çıkar, yüzler kararır, sesler eser gürler!

bir bakarsınız sabahın köründe divanın üstünde sizinkisi. bayram tatili ya evin tadı çıkarılıyor! altıda kalkılmış, bir film bitirilmiş bir başkasına başlanmış ve elimizde de bir paket çikolata…

empati yapmaya çalışır dersiniz ki, ‘keyfi yerinde!’ o zaman peki size ne oluyor? sabah sabah sizin keyfinizi kaçıracak ne var ki? buna da şükretmelisiniz. yoksa daha ‘günaydın’ demeden, ‘ben kahvaltı etmiycem!’ lafı gelir ki asıl sinir bozucu olan odur.




aslını ararsanız laf değil bir ‘tebliğ’dir bu… istersen uy istersen uyma tersini yapmaya çalış, başına ne gelecekleri görürsün. en iyisi, ‘sen bilirsin kızım’la durumu kabul etmiş görünmektir. niye sabah sabah bulaşasın ki tatlı da olsa ‘bela’ya! ‘tamam’ der geçersin.

bir başka sabah da beklersiniz ki kalksın da kahvaltı etsin. siz iyi kötü vakitlice kalkmış, tek başınıza peynir ekmek ve çayla kahvaltı etmiş, bilgisayarın başına oturmuş bir çay iki çay üç çayla neredeyse,

‘çayda çıra yakarım (hop hop nanay nanay)
yar yoluna bakarım (hop hop nanay nanay)
bir yüzgörümlüğüne (hop hop nanay nanay)
beşibirlik takarım (hop hop nanay nanay) ‘

deyip çalıp oynayacaksınız ama ne kalkan vardır ne ses veren… sıkılırsınız sonunda çay içmekten ve çayda çıra’yı söylemekten. dışarıya atarsınız kendinizi, olabildiğince çok saat.

amma serde babalık varsa bir de aklınız evde kalmışsa, bedeninizi, babiş’e göre en güzel suböreği yapan pastanenin önünde bulursunuz. bir dilim iki dilim derken dört dilim suböreği paketletip evin yolunu tutarsınız ki ‘hanfendi’ biraz sonra karşınıza dikilir, ‘sen kapıyı açınca uyandım, günaydın!’ der.

artık neredeyse öğlendir ve haliyle acıkılmıştır. şimdi en büyük merak konusu ‘ne yiyecem?’dir ama geç kalkmanın mahcupluğuyla bu soruyu baba’ya sormadan mutfakta şöyle bir dolaşmak ve de buzdolabında eşelenmek en doğrusudur. ne de olsa sürprizlerle doludur hayat!

‘baba inanmıyorum! böyle bir şey olamaz daha sana diyecektim ki insan dışarıya çıkmışken kızına suböreği alır!’

sağlıkla.

10 yorum:

  1. yazdıklarınızı okumak çok keyifli...

    YanıtlaSil
  2. Bazen banada birileri hiç habersiz kestane şekeri alıp gelse dedim içimden...

    YanıtlaSil
  3. Aklımdan ilk geçeni yazıyorum: Hayal bu ya, ben sizin karşı komşunuzun haylaz kızıyım ve sizin minik babişle ben, en koyusundan iki süper 'kanka'yız:) Ve her tatil sabahı şu resimde görülen leziz su böreğinden yiyebilmek için ben, akşamdan minik babişle anlaşıyorum ve sabah için aynı şu yazıda yazılan türden size karşı bir 'komplo' üzerine anlaşıyoruz. O size poz yapacak ki, siz de kendinizi bir bakmışınız börekçide bulmuşunuz. Tabi bu işte benim rolüm olmamasına rağmen börekten nasiplenerek en kârlı duruma da ben geçiyorum:) Bütün bu çektiklerinize karşılık ise biz de büyüyünce(!) size kendi ellerimizle açarak yapacağımız su börekleriyle ziyafet çekeceğimize söz veriyoruz. Nasıl ama?:)

    YanıtlaSil
  4. sevgili zero,

    sanırım bu gidişle 'hayaller' gerçek olacak gibi... 'komplo' olması bile bir pazar sabahı böreğe bekleriz!

    sevgiyle.

    YanıtlaSil
  5. Çok teşekkür ederim bu güzel davet için. Bir gün neden olmasın diyelim:) Sevgiler...

    YanıtlaSil
  6. yazılarınız ve kızınızla muhabbetiniz çok hoş nazar değmesin:)) sevgiler bizden

    YanıtlaSil
  7. Keşke benim babam da bana böyle börekler alabilseydi... Ama imkansız...

    Tatlı bela Babişinizle size mutluluklar...

    YanıtlaSil
  8. her pazar babamın midesinin açlıktan büzülmesine sebep olmuş bir "babiş"im ben de...tüm yalvarmalara, yakarmalara rağmen uykumdan fedakarlık etmez, öpücüklerle uyandırılmaya aşırı tepki verir (hala da sevmem ya neyse...) ve gönlüm olunca kalkardım. şimdiyse, babamdan kilometrelerce uzakta, onun kahvaltılarını özleyerek yaşıyorum.türkiye ye her geldiğimde alınan simit, hazırlanan sofra mest ediyor beni... azıcık duygu sömürüsü yapmak isterseniz, bu post u babişe okutabilirsiniz ;) sevgiler

    YanıtlaSil
  9. Borek davetine biz de gelebilir miyiz..? Ben cayi ince belli bardakta icebilir miyim? biz gelirken gazeteleri alalim mi?

    YanıtlaSil

yorum yazın

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.