Cuma

canım kereviz salatası!


biz bir ‘kentliyiz!’, ki kentimiz on üç bin yıllıktır hatta dahası da var; şimdi söylemek yakışık almaz yoksa ne peygamberler ne şairler, yazarlar hele hele müzisyenler çıkmıştır ki, orfeus’u lir çalarken betimleyen en eski mozaik memleketimizde bulunmuştur…

o ise bir ‘köylü!’, ki köyü en fazla iki binlik… yani pek öyle bize göre kayda değer bir tarihi yok! bildiğimiz, ki o da neredeyse tarih öncesinde yaşanmış, derelerinde timsahların yüzdüğü; bir de bilinen en önemli şahsiyetinin, eflatun'un talebelerinden ksemokrates’in, M.Ö. 4 yılında burada doğduğu; bir de işte bizimki doğdu iki binlere yakın!

onun doğduğu yere ‘körler ülkesi’ demiş kahinler; bizinkine ise ‘ademle havva anamız ilk buğdayı burada ekti’ der kimileri.

neyse kimlik yarıştıracak halimiz yok… dememiz o ki yediklerimiz ve de içtiklerimiz farklı ‘ev arkadaşımız’la! o bizim bütün sevdiklerimize ve de yediklerimize burun kıvırır ağzına koymazken; biz bu ‘körler ülkesi’nde kendi adımıza ‘yeni’ ne bulduysak yer içer şükrederiz; sade pırasaya ve de kerevize kanımız kaynamaz! o da huysuzluğumuzdan değil bilmediğimizden, görmediğimizden ve de yemediğimizden.

hal böyle olunca, keçinin sevmediği ot burnunun dibinde bitermiş misali, bizim ‘köylü’ son günlerde, ‘canım kereviz salatası çekiyor, yapsana!’ demez mi?

kerevizi uzaktan görmüşlüğümüz var lakin elimize almışlığımız yok! bizi aldı bir telaş… derdimiz, ‘yabancı’ bir kültürün önünde kendi kültürümüzü ezdirmemek.

pazara gidip kaç tane alınır onu da bilmeden utana sıkıla üç tane kereviz aldık ki hiçbir şeylere benzetemiyoruz! bir de sapı var üstünde ona da ‘kerevizin sapı’ diyorlar.

geldik eve yine evirdik çevirdik kerevizleri, koyduk bir kenara ki hal çaresi ararız. bildiğimiz iki salata var birini neredeyse çoklukla bütün yemeklerimizle yeriz yalnız başımıza; bir diğerinin mevsimi değil, koruklar çoktan üzüm oldu!

neyse uzatmayalım, oturduk internetin başına, başvurduk dostların yemek bloglarına. yazmışlar sağolsunlar ama herkes kendince bir tarif verir; kimi ‘hemen limonlu suyun içine rendele’ der kimi de ‘yoğurda rendele hatta biri yanında olsun hemen rendelediğini alıp içine atsın ki kararmasın, kereviz çok çabuk kararır’ der.

baktık yanımızda biri yok, tuttuk yarım limonluk suya rendeledik, rengi de ak pak, kararmadı… burnumuza bir koku geliyor ki, kerevizleri rendelediğimizden bu yana ilk kez duyuyoruz. hoş bir koku, sevdik! bir çırpıda yoğurt çırptık bir kaba, birkaç diş sarımsak dövdük havanda sonra da kerevizlerin çabuk çabuk suyunu süzüp ekledik.

sonucu merak ediyoruz ama bir yandan da yukarıda Allah var şimdi yalan söylemek olmaz tatmak pek içimizden gelmiyor! tattık ama bir şeylere benzetemedik, tatmışlığımız yok ki nereden bilelim?

koyduk dolaba kereviz salatasını, bekliyoruz ki sahibi gelsin hazırladığımız mantarlı bonfilenin yanında yesin…

insanda önce şans olacak! hani demişler ya, ‘sana baht mı vereyim taht mı?’ o da demiş ki, ‘sen taht ver baht sonra nasıl olsa gelir!’

bizimki biraz rotarlı geldi, etüde kalmış! sunduk tepsiyi. ilk tepki, ‘babiş bonfileyi ikinci kez mi ısıttın sen?’ oldu.

‘evet’ deyince de yanıtı, ‘ikincisi buysa birincisinin tadını tahmin bile edemiyorum, ellerine sağlık babiş!’ oldu. söz kereviz salatasından açılınca da, ‘biraz sulu bırakmışsın, sulanmış!’ yorumunda bulundu.

sağlıkla.

12 yorum:

  1. Böyle hatalara can kurban.. Bende yarın yapayım kereviz salatası... İçine bir kac yapragindan da koymak lazım ki yogurda kokusu iyice sinsin..Bir de ceviz tabi ki...

    ellerinize sağlık..
    yorum kutunuza ilk kez ustrublu yorum yazmanın hafifligini yaşıyorum.:)

    YanıtlaSil
  2. ben de ceviz koyarım salatasına. Birde portakal suyu ile pişirir, zeytinyağlısını yaparım. Sevgiler

    YanıtlaSil
  3. süzme yoğurt tavsiye ediyorum
    eğer seviyorsanız
    bir tatlı kaşığı mayonez ve ceviz

    YanıtlaSil
  4. brajeshwari hn,

    yorumunuzla sabah sabah nasıl mutlu ettiniz anlatamam! ama alışmıştık size 'usturublu' yorumlar yakıştı mı size?

    berrin hn,

    hatırlattığınız iyi oldu mayonezi! tatlı kaşığı kadar koymuştum salatanın içine unutmuşuz yazmayı! bir de ceviz aklımızdaydı ama mutfağımızda yoktu...

    sevgiyle...

    YanıtlaSil
  5. kereviz ile tanışmanıza sevindim. ellerinize sağlık. ben etli ve terbiyeli olan yemeğini severim ve tavsiye ederim. kızım için sadece zeytinyağlı pişiriyorum şimdilik. babamız da k.maraşlı olduğu için sevmez.

    YanıtlaSil
  6. burcu tatmadan güzel diyemem demeliydin oysa ben de çok şaşırdım şimdi bak:) salatasını hiç yemedim ben, sadece zeytinyağlısı pişer bizde, ama denemek lazım dimi..

    YanıtlaSil
  7. Yeşil ve ekşi olan elmalar var ya hani şu ithal diye adlandırılan bir daha ki sefere ondan bir tane rendelemeyi deneyin. Tadi daha da bir enfes olacak. Pek tabi ki icine birazcık ceviz ve yogurdu tutsun diye cok az mayonez de hoş olur.

    YanıtlaSil
  8. Kerevizin zeytinyağlısını da salatasını da çok severim ve Merve'ye katılıyorum yeşil elma da ceviz kadar yakışır kereviz salatasına, sizin salata da güzel görünüyor ama ben en çok o ilk paragrafları sevdim :)
    şaka da olsa medeniyet yarışı keyifli ve gerçek doğuyu tanımayan son yılların şartlanmışlıkları için de aydınlatıcı bir anlatım olmuş... :)
    elinize sağlık, her ikisi için de...

    YanıtlaSil
  9. bugun söylediğim gibi yapamadım kereviz salatası.. O yüzden, sitenize girip, karnımı doyuruyorum...Sulu görünmesinin nedeni sanki limon suyu gibi geldi bana ...Ekmekle yerim ben bunu yine de..Ellerinize sağlık.

    (İç ses )daha Et kalmamıştır değil mi, en iyisi sormayayım.

    Bir de o yeşil elmayı, yemekten sonra ısıracağım.. Salatanın içinde almayayim...

    YanıtlaSil
  10. Nihayet bilmecelerden birine olsun cevap bulabildim.. Ksemokrates nerde dogmus diye merak ettigimden degil, kucuk babis'in koyunu bilmek istedigimden..
    Kedinin olumu merak belasina diyorlar buralarda.. Hala sacina ne suruyor diye meraktayim..

    YanıtlaSil
  11. Ben de pek geç tanıştım kerevizle ama tanıştıktan sonrada bırakamadım. Pek severim. Özellikle de salatasını.

    Ama çok ilginç birşey söyleyeyim kıbrıs kereviz cenneti olduğu halde burada sadece sapını yiyorlar
    onuda tazeyken salatalara doğruyorlar. Kökünü aradığımı söylediğimde pazarcılar garip garip suratıma bakıyor. Cevap dahi vermiyorlar..

    Hasretim kereviz köküne..

    Ellerinize sağlık. Yeşil elmayı ben de pek yakıştırırım..

    YanıtlaSil

yorum yazın

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.